Hastalık Nedir ve Gözün Neresini Etkiler?
Sarı nokta hastalığı gözde makula ismi verilen bölgeyi tutar. Makula, sağdaki resimde görüldüğü gibi gözün arka tarafında ve retina tabakasının merkezinde bulunur. Bu bölge sarı renkli bir nokta şeklinde görüldüğü için sarı nokta olarak da isimlendirilir. Yani sarı nokta hastalığı makulanın bir hastalığıdır. Makula, göze gelen ışınların odaklandığı yer olup görmenin %90’ından fazlası bu bölge sayesinde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla makulayı tutan hastalıklar ciddi görme kayıplarına sebep olurlar.
Sarı nokta hastalığında, retina tabakalarından birisi olan pigment epitel tabakasında yaşlanma ve fonksiyonlarında azalma olur. Retinanın bu fonksiyonlarındaki azalma sonucu, görme işlevi esnasında ortaya çıkan metabolik artıkların atılarak, retinanın altındaki damar tabakası tarafından uzaklaştırılması işlemi zamanla bozulacağından aşağıdaki resimde görüldüğü gibi retina altında gittikçe artan birikintiler meydana gelir. Bu birikintilerin yarattığı tablo sonucu retina altında meydana gelen anormal damar yapılı oluşumlar ve kanamalar sonucu ortaya çıkan görme kayıpları en belirgin özellikleridir. Hasta başlangıçta okuma güçlüğü, kırık, çarpık, dalgalı görme, renkli görmede bozukluk gibi şikayetlerle hekime müracaat eder. İleri safhalarda ise baktığı yeri göremediğini ancak baktığı yerin etrafını görebildiğini ifade eder.
Kimlerde Görülür?
Hastalıkta en önemli risk faktörleri yaş ve sigaradır. Genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkar. 70-74 yaşları arasında görülme sıklığı yüzde 25 iken 90 yaşın üzerinde yüzde 100 e yakın oranda görülür. Bunun dışında gün ışığına fazla maruz kalan mesleklerde çalışanlarda(denizciler, pilotlar, çiftçiler vb), kadınlarda, hipertansiyon ve kan yağları yüksek olanlarda, açık renk gözü olanlarda, hipermetroplarda ve katarakt ameliyatı olanlarda daha sık görülür. Ailesel ve kalıtım özelliklerin bu hastalığın nedenleri arasında önemli bir yer tuttuğu bilindiğinden aile bireylerinde saptanması halinde diğer bireylerin kontrol ve takibi yanısıra bilinen değiştirilebilir etkenlerden koruyucu tedbirlerin alınması gereklidir.
Tipleri
Hastalık kuru tip ve taş tip olmak üzere ikiye ayrılır. Yaş tipte kuru tipten farklı olarak yeni damar oluşumu vardır. Yaş tip daha az oranda görülmesine rağmen daha çok görme kaybına sebep olur. İki tip birbirinden göz dibi muayenesi, anjiyografi, OCT ve OCT anjiyografi ile ayırt edilir.
Kendi Gözlerinizi Nasıl Test Edebilirsiniz?
Amsler Grid (Kareli Kağıt) ile kendinizi kontrol edebilirsiniz. Bu amaçla okuma gözlüğünüzü takıp aydınlık bir ortamda 30 santimden çizelgeyi tutunuz. Tek gözünüzü kapatınız. Açık olan gözünüz ile merkezdeki noktaya bakın. İşaretli noktaya bakarken çizelgedeki tüm çizgilerin düz olup olmadığına dikkat edin. Diğer gözlede aynısını tekrarlayın. Herhangi bir bölge çizelgede bulanık yada bozuk gözüküyorsa göz doktorunuza başvurun.
Hastalıktan Korunma
Hastalıktan korunmak ve ilerlemesini engellemek amacıyla sigarayı bırakmak, bol balık tüketmek, güneş ışığından uzak durmak, kolesterolü dengede tutmak ve lutein içeren besinler tüketmek gibi önlemler alınabilir. Lutein; en çok ıspanak, brokoli gibi yeşil sebzelerde ve sarı renkli meyvelerde bulunuyor. Yaşa bağlı makula dejenerasyonunun erken bulgularının saptanması halinde çok merkezli çalışma gruplarınca yapılan çalışmalarda önerilen, başta Lutein olmak üzere selenyum, zeaksantin, çinko, E, C vitaminleri ve balık yağı (omega 3 yağ asitleri) içeren vitamin ve mineral kombinasyonlarını doktor kontrolünde tüketim önerilmektedir.
Tedavi
Kuru Tip
Kuru tip makular dejenerasyon için belirgin tedavi edici olan herhangi bir tedavi yöntemi yoktur ancak özellikle lutein içerikli çeşitli vitamin ve element takviyelerinin kullanılması hastalığın gidişini yavaşlatabilmektedir. Keza hastalığın gelişiminde etkili olduğu ortaya konulan değiştirilebilir risk faktörlerinin uzaklaştırılması tedavi kadar önem arzetmektedir.
Yaş Tip
Yaş tipte anormal olarak gelişme gösteren ve makulaya yarar yerine zarar veren damarların çok erken dönemde lazerle yakılarak geriletilmesi mümkündür. Diğer bir tedavi yöntemi fotodinamik tedavidir. Bu yöntemde vertaporfin isimli ilaç damardan verilmesinden sonra sarı nokta bölgesine soğuk lazer uygulanır. Yaş tipte en güncel tedavilerden birisi göz içerisine ilaç uygulanmasıdır. Bu yöntemde hedef makulaya zararlı yeni damar oluşumunu engellemek ve mevcut damarları yok etmektir. Bu amaçla Lucentis ve Altuzan isimli ilaçlar kullanılır. Anestezi uygulandıktan sonra gözün beyaz kısmına iğneyle enjeksiyon yapılır.
Yaş tip makula dejeneresansının, makula merkezinde damar gelişimi ve buna bağlı olarak retinanın merkezi marfolojik (yapısal) yapısı ve fonksiyonel özellikte hücre etkinliklerinin bozulması tedavi ajanlarının olası yan etkileri açısından uygulamaları kısıtlamaktadır.
Tarihsel önemi büyük olan argon laser fotokoagulasyon uygulamaları; uygulama alanının merkezi görme alanı olması ve görme kaybını erken dönemde artırması nedeni ile kısıtlı olarak merkezi makula dışındaki tutulumlarda ve nadiren baş vurulan bir yöntemdir.
Yaşa bağlı makula dejeneresansının damarsal gelişim ve kanama-sızdırma ile karakterize yaş tiplerinde görmeyi koruma imkanı veren ilk tedavi yaklaşımı halk dilinde SOĞUK LAZER olarak bilinen FOTODİNAMİK tedavidir. Fotodinamik tedavide varteporfin (VISUDYN) isimli ilaç damardan verilmesini takiben damarsal gelişimin yer aldığı makula bölgesi, etrafında sağlam retina dokusunu da alacak şekilde soğuk laser uygulanmaktadır. Laser etkisiyle aktif-sızdıran, hastalıklı damarların geriletilmesi amaçlanmaktadır. Bu tedavi yönteminin beklenen etkisi ve faydası görme kaybının önlenmesidir.
Yaşa bağlı yaş tip makula tedavisinin güncel uygulaması hastalığın en önemli bulgusu olan anormal damarların geritilerek bu damarlara bağlı yapısal ve fonksiyonel (görme) retina olumsuzluklarının nedeni olarak saptanan “damar büyüme faktörlerinin” nötralize edilmesidir. Bu amaçla bu faktörlerin ortadan kaldırıldığı veya etkisizleştirildiği biyolojik ajanlar göz içerisine enjekte edilmektedir. İlaçların etkinliği tedaviye ilk başlandığında 3 kez bir ay ara ile uygulama şeklinde başlamakta sonrasında farklı tedavi protokolleri olmakla beraber makulayı yeni damarlar etkisinden kurtaracak ve bu etkinin devamlılığını sağlayacak şekilde planlanmaktadır. Sıklıkla ihtiyaç oldukça enjeksiyon yapıldığı protokol uygulanmaktadır.